Kişilik Bozuklukları

Toplumda çokça yaygın olan ‘ne kadar kişiliksiz biri’ yargılamasını şahit çok olmuşuzdur. Ya da acaba gerçekten kişilik bozukluğu olup olmadığını sorgularız. Aynı şekli kendimiz içinde yaparız. Normal olmadığımızı düşünürüz. Takıntılı olduğumuz bir düşünce yüzünden acaba obsesif  kompulsif kişilik bozukluğum mu var diye düşünür ve araştırmaya koyuluruz.
Yanlış bilinen ve yazılan birçok yazı var bu konu ile ilgili bu nedenle kendinizi ve başkalarını yargılamadan önce çok dikkatli ve özenli bir şekilde araştırmanızı öneririm. Kişilik bozuklukları ile ilgili birçok yalan yanlış yazı yazıldığın gördükten sonra bu konu hakkında sizleri doğru yönlendirmek bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Kişi kendini objektif olarak asla değerlendiremez. Taraflı yaklaşır kendine. Karşısındakini değerlendirmek kişi için daha da kolaydır. İnanın bana çevrenizde ya da sizde bu bozukluklardan herhangi biri olsa ihtimalleri değerlendirmeye bile gerek duymadan bir psikolog veya psikiyatrisin yolunu tutmuştunuz.
Kişilik bozuklukları yetiştirilme şartları, genetik yatkınlık, hastalık ya da sakatlık, psikolojik ya da akli sorunlar ile ortaya çıkarlar. En önemli nedeni, erken çocukluk yıllarında, anne-baba ile ilişkilerde yaşanan olumsuzluklardır. Mesela, bağımlı kişilik bozukluğu, çocuğuna fazla sorumluluk vermeyen, her şeye onun yerine kendisi karar veren ve yapan, kendileri de bağımlılık ihtiyaçları içinde olan annelerin, çocuklarında görülmektedir.
Paranoid Kişilik Bozukluğu ( Egzantrik Grup)
Kuşkucu, alıngan, kuruntulu kişilerdir. Başkalarının tutum ve davranışlarının kendilerine verilecek olan bir zararın ön ayağı olduğunu düşünürler. Bu sebeple aşırı dikkatli, tetikte ve savunucudurlar. Her sözü, bakışı, davranışı olumsuz yorumlamaya eğilimlidirler. Genellikler aşırı kıskanç, kinci ve gururludurlar. Küçük olayları büyüterek tartışmaya veya kavgaya varan vukuatlara çevirebilirler. Cinsel konularda ve yakın ilişkilerde bu özellikleri bunaltıcı düzeylere çıkar. Kendilerini her konuda haklı ve üstün görürler.
Otoriteye karşı başkaldırı eğilimleri vardır. Herkesten olduğu gibi otoriteden de kuşku duyarlar. Bu bozukluk erkeklerde kadınlara kıyasla üç kat fazla gözükür, genel nüfusa oranı %2-3 civarlarındadır.
Paranoid Kişilik Bozukluğu –  Tanı Ölçütleri
Yeterli bir temele dayanmaksızın başkalarının kendisini sömürdüğünden, aldattığından ya da kendisine zarar verdiğinden kuşkulanır.
Dostlarının ya da iş arkadaşlarının kendisine olan bağlılığı ya da güvenilirliği üzerine yersiz kuşkuları vardır.
Söylediklerinin kendisine karşı kötü niyetle kullanılacağından ve yersiz yere korktuğundan dolayı sır vermek istemez.
Sıradan sözlerden ya da olaylardan aşağılandığı ya da gözdağı verildiği biçiminde anlamlar çıkartır.
Devamlı kin tutar, haksızlıkları, görmezden gelinmeyi ya da onur kırıcı davranışları affetmez.
Başkalarınca hissedilmeyen ama kendisince algılanan hareket ya da sözler ile karakterine ya da saygınlığına saldırıldığı şeklinde bir yargıya vararak, öfke ya da karşı saldırı ile birden tepki gösterir.
Haksız yere, eşinin ya da arkadaşının sadakatsizliğiyle ilgili kuşkulara kapılır.
Çocukluk döneminde kötü duygusal muamele ve ihmale uğradıklarına ilişkin araştırma bulguları vardır.
Şizoid Kişilik Bozukluğu ( Egzantrik Grup)
Yakın ilişkiler kurmaktan, topluma karışmaktan kaçınan kimselerdir. Duygularını belli etmedikleri için soğuk görünen, içe dönüktürler. Arkadaşlık ve duygusal ilişkiler kuramazlar, yalnızlığı tercih ederler. Eleştiri ve iltifatlara karşı tepkisiz kalırlar. Kendilerine yakın davranan insanlardan rahatsız olurlar ve onlara soğuk itici davranarak kendilerinden uzaklaştırırlar.
Şizofrenisi olan hastalarda hastalık öncesi dönemlerde belirli özellikleri vardır:
Çocukluk çağında duygusal uyaranın azlığı ve ihmale uğradıklarına ilişkin araştırma sonuçları vardır. Erkeklerde daha sık görülür, genel nüfusa oranları %7-8 civarlarındadır.
Ailenin bir üyesi gibi davranamama, yakın ilişkiye girmeme ya da girmekten zevk almama, 1-2 kişiden fazla yakın ilişkileri yoktur.
Çoğunlukla tek bir etkinlikle uğraşmayı yeğlerler.
Başkalarıyla cinsel deneyim yasamaya ilgi ya yoktur ya da çok azdır.
Genelde aktivitelerden zevk almaz , alsa bile çok az etkinlikten zevk alır.
Birinci derece akrabaları haricinde yakın arkadaşları ya da sırlarını paylaştıkları dostları yoktur.
Başkalarının kendilerine yönelttikleri övgü ya da eleştirilere karsı ilgisiz görünürler.
Duygusal olarak soğuk, uzak, monoton bir duygulanım gösterirler. Sıcaklık ve sevecenlik hissi uyandırmazlar.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu ( Egzantrik Grup)
Düşünce ve davranışlarda gariplik, mistiklik, olağan dışılık ile kendini belli eden A kümesi bir bozukluktur. Mevcut alt kültürden bağımsız kendine has bir kültür oluşturarak toplumdan soyutlanmış bir hayat yaşamayı tercih ederler. Batıl inançların fazlalığı ve doğaüstü madde veya varlıklar ile temas içerisinde olduklarına inanabilirler. Bedensel ilizyonlar olabilir ancak halüsinasyon olmayışı ile şizofreniden ayrılır. İş kolik ve obsesif karakterlidirler.
Yakın insan ilişkilerinde bulunmazlar. Temel bilişsel inançları “Ben yalnızca kendi fikirlerimi dikkate almalıyım. Diğer kimselerden etkilenmemeliyim.” şeklindedir.
Diğer kişilik bozukluklarına kıyasla genetik bağlantısı daha fazla olan bir bozukluktur. Araştırmalar şizotipal kişilik bozukluğu olan bireylerin yakın akrabalarında şizofrenisi olan bireylerin olduğu gerçeğine ulaşmıştır. Bu sebeple şizofreni spektrum bozukluğu arasında da yer alır. Genel nüfusa oranı %3’dür.
Genel gözlemler şöyledir:
Referans fikirler.
Davranışı etkileyen, kültürü ile uyumlu olmayan acayip inanışlar, büyüsel düşünceler.
Olağan dışı algısal yaşantılar, bedensel yanılsamalar.
Acayip düşünüş ve konuşma biçimi.
Kuşkuculuk ya da paranoid düşünce.
Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım.
Acayip, kendine özgü davranış veya görünüm.
Yakın arkadaş ve sırdaşların olmaması.
Azalmayan aşırı toplumsal anksiyete, paranoid korkular.
Narsistik Kişilik Bozukluğu (Coşkulu, Dramatik Grup)
Narsistik kişilik bozukluğu aslında temelinde ezilmiş, özgüvensiz bir kişiliğin kendini balon gibi şişirmesine benzer. Yetişme yıllarında duygusal kötü muamele, duygusal sömürüye uğramışlardır. Sahneye çıkarılmış büyüklenen kişiliği ile değersiz kişilik aynı bedenin içindedir ancak asla aynı anda gözükmezler. Dış dünya onu çoğunlukla büyüklenen kişiliği ile görür ancak içerisindeki değersiz kişilik her zaman oradadır ve eleştirilere tahammül edemez.
Büyüklenen kişiliği her daim iltifat ve tebrik ile beslenmeye açtır. Bu açlığın giderilememesi halinde kişi depresyona girer ve narsist bireylerin tespiti çoğunla depresyon şikayeti üzerine psikiyatriye başvurmaları ile olur. Narsist olduklarını kesinlikle kabul etmezler, onlarda herhangi bir bozukluk olmadığı savunurlar. Eğer bir sağlık problemleri varsa o da nadir rastlanan bir problem olmalı diye düşünürler. Onlar eşsiz ve toplumun çok ilerisinde olduğunu düşünen bireylerdir ancak egoları birer balon gibidir, temeldeki kişilik değersizdir. Erkeklerde daha sık görülür, topluma oranı %1’dir.
Genel gözlemler şöyledir:
Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır.
Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik veya kusursuz sevgi düşlemleri üzerine kafa yorar.
Özel ve eşi bulunmaz birisi olduğuna ve ancak başka özel veya toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğine ya da ancak onlarla arkadaşlık edebileceğine inanır
Çok beğenilmek ister.
Hak kazandığı duygusu vardır.
Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır, amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf taraflarını kullanır.
Empati yapamaz.
Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığını sanır.
Küstah, kendini beğenmiş davranış ve tutumlar sergiler
Antisosyal Kişilik Bozukluğu  Coşkulu, Dramatik Grup)
Halk arasında bilinen isimleri sosyopatdır. Suç eğilimi, madde düşkünlüğü, kumar bağımlılığı ve bağlanma problemleri olan kişilerdir. Aşık olmazlar olsa bile “ya benimsin ya da kara toprağın” şeklinde olur. Kabaca bir tabir ile hapishaneler sosyopatları toplumdan uzak tutmak için kurulmuştur diyebiliriz. Gereksiz risklere atlayabilirler ayrıca yanındaki kişileri istedikleri eyleme ortak etmek için kolayca manipüle edebilirler. Bir araya gelmiş bir sosyopat grubu oldukça tehlikeli olabilir.
Genetik yatkınlık ile beraber sosyopat, alkolik bir ebeveynin sosyopati için zemin hazırlar. 15 yaşından küçük yaşlarda davranış bozuklukları kendini göstermeye başlar. Erkeklerde %3, kadınlarda %1 oranında görülür.
Genel özellikleri:
Tutuklanması için zemin hazırlayan tekrarlayıcı eylemlerde bulunma, yasalara ve toplumsal kurallara ayak uyduramama.
Sürekli yalan söyleme, takma isim kullanma, kişisel çıkar ve zevki için başkalarını atlatma.
Dürtüsellik ve gelecek için tasarılar yapamama.
Yineleyen kavgalar veya saldırılarla belirli sinirlilik ve saldırganlık.
Kendi ve başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık
Bir işi sürekli götürememe, mali yükümlülüklerini yerine getirememe ile belirli sürekli sorumsuzluk.
Başkalarına zarar verme, kötü davranma veya bir şey çalma durumuna karşı ilgisizlik veya bunlara kendine göre mantıklı açıklamalar getirme, vicdan azabı çekmeme.
Histrionik Kişilik Bozukluğu (Coşkulu, Dramatik Grup)
Kişi hayatı bir tiyatro sahnesindeymişçesine sahte duygular ve gösterişler ile yaşar. Hiç yaşanmamış olayları sahte duygularla ile anlatırlar. Anlatım esnasında ağlamak, sinirlenmek yada coşkulanmak gibi eylemler ile inancı ve etkileyici olurlar. Zaten sürekli olarak ilgi odağı olmak isterler. Zaman içerisinde çevresi tarafından dramatikliği anlaşıldığında arkadaş çevresini değiştirirler. Arkadaşlar onlar için belli bir amaca hizmet eden, kısa süreli kullanımı olan nesneler gibidir. Cinsel yönden ayartıcı yada çapkın olurlar. Genel nüfusa oranları %2-3 civarlarındadır. Kadınlarda daha sık görülür.
Genel özellikler:
İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur.
Başkalarıyla iletişimi çoğu zaman uygunsuz bir şekilde cinsel yönden ayartıcı davranışlarla belirlidir.
Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler.
İlgiyi çekmek için fiziksel görümünü kullanır.
Aşırı düzeyde başkalarını etkilemeye yönelik ve ayrıntıdan yoksun bir konuşma biçimi vardır.
Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartı ile gösterir.
Telkine yatkındır, kolay etkilenir.
İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür
Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu (Coşkulu, Dramatik Grup)
Kişinin netleşmiş bir kişiliği yoktur. Kişilik gelişimi biyolojik, psikolojik yada sosyolojik sebeplerden ötürü sekteye uğramıştır. Belirgin ve sürekliliği olan bir amaçlarının olmayışı, eylemlerinin uyumsuz olmasına ve dürtü kontrolünün zayıf olmasına sebep olur. Borderline kişiler bir başkasına bakım ve güvence için bağımlıdır bu sebeple terk edilme konusunda hassas olurlar. İnsan ilişkileri iki uçludur. Karşısındaki kişi ya çok yücedir yada bir hiçtir. Delicesine severken birden nefret ettiğini söyleyebilir. Ayrılma, ardından barışma ilişkilerinde sık görülür. Aynı işi sürekli yapamaz, vazgeçip bırakırlar sonra da vazgeçmekten vazgeçerler. Genel nüfusun %2’ini oluştururlar, kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.
Genel yaygın özelikleri şöyledir:
Gerçek veya hayali bir terkedilmeden kaçınmak için çılgınca çabalar gösterme.
Gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelme, gergin ve tutarsız kişiler arası ilişkilerin olması.
Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik.
Yineleyen intihar ilgili davranışlar, girişimler, göz korkutmalar.
Duygularında belirgin dalgalanmalar.
Kendini sürekli boşlukta hissetme.
Uygunsuz, yoğun öfke ya da öfkesini kontrol edememe.
Stresle ilişkili geçici paranoid düşünce veya ağır dissosiyatif semptomlar
Çekingen Kişilik Bozukluğu ( Bunaltılı, Zorlantılı Grup)
Yetersizlik hissi sebebiyle insanlarla iletişime girmekte zorlanmaktadır. Diğer gruplara kıyasla insanlar ile iletişime girmek ve dostluk kurmak ister ancak bunu yapamazlar. Gençlik yıllarında zorbalığa, dışlanmışlığa maruz kalmış olabilirler. Diğer insanların onu çekingen, korkak, utangaç diye tanımlamasından korkarlar, bu sebeple bir kısır döngü içerinde yalnız kalırlar. Zor durumlarda yardım isteyemezler. İleri seviyelerinde sosyal anksiyeteye dönüşebilir. Genel nüfusun %1-2’sini oluştururlar, kadınlar ve erkekler arasında eşit görülür.
Genel duygu durumları şöyledir:
Eleştirilecek, beğenilmeyecek ya da dışlanacak olma korkusuyla kişiler arası ilişki gerektiren mesleki etkinliklerden kaçınır.
Sevildiğinden emin olmadıkça insanlarla ilişkiye girmek istemez.
Mahcup düşeceği, alay konusu olacağı korkusuyla yakın ilişkilerde tutukluk gösterir.
Toplumsal durumlarda eleştirileceği ya da dışlanacağı üzerine kafa yorar.
Yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle aynı ortamda bulunduğu durumlarda ketlenir.
Kendisini toplumsal yönden beceriksiz, kişisel olarak albenisi olmayan biri olarak görür.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu ( Bunaltılı, Zorlantılı Grup)
Kendi başlarına karar alamayan, sürekli olarak bağımlı olduğu kişinin varlığına dayanan kimselerdir. Terk edilme korkuları yüzünden kişiliklerinden çeşitli tavizler verebilirler. Aşağılanma, örselenme, sömürüye boyun eğerler. Koruyucu olmadığı taktirde duygusal, fiziksel, cinsel suistimale uğrama şansları yüksektir, kendilerini koruyamazlar. Başkaları ile anlaşamadıkları durumlarda kendilerini ifade etmekte zorlanırlar.
Genel saplantıları şöyledir:
Başkalarından bol miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik kararlarını vermekte güçlük çeker.
Yaşamının çoğu alanında sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyar.
Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkaları ile aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker.
Kendi başına iş yapma zorluğu vardır.
Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.
Tek başına kaldığında kendisini rahatsız veya çaresiz hisseder.
Yakın bir ilişki sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girer.
Kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorar
Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (Bunaltılı, Zorlantılı Grup)
Öncelikle belirtmem gerekir ki daha önce yazdığım obsesif kompulsif bozukluk ile bu anlatmış olduğum kişilik bozukluğu farklıdır. OKB kabaca bir tabir ile “tik” iken OKKB takıntılı kişiliktir. Kişi bir asker gibi ancak takıntılı seviyede kurallar ile yaşar. Kişinin aşırı katı bir egosu vardır ve sürekli kişiye ne kadar pis, iğrenç olduğunu söyleyerek egoyu ezer. Yaptığı işlerde kurallara ve ayrıntılara bunaltıcı seviyeler takılır. Mükemmeliyetçidirler bu sebeple iş paylaşımı ya da grup çalışmalarına dahil olmak istemezler. İşkolik olurlar ve iş hayatına yüksek rütbelerde onları görmek mümkündür. Anal dönemde saplanma yaşayan kimselerdir, katı tuvalet eğitimi aldıklarına dair araştırma sonuçları bulunmaktadır. Genel nüfusun %1’ini oluştururlar, erkeklerde kadınlardan iki kat fazla görülür.
Genel semptomlar şöyledir:
Asıl amacı unutturacak şekilde ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durur.
İşin bitmesini zorlaştıran mükemmeliyetçilik gösterir.
Etkinlik ve arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde kendini işe adar.
Ahlak, doğruluk, değerler gibi konularda esneklik göstermez.
Özel bir değeri olmasa bile eski, değersiz şeyleri elden çıkaramaz.
Görev dağılımı yapmak ve başkaları ile birlikte çalışmak istemez.
Para harcama konusunda hem kendisine, hem de başkalarına karşı cimri davranır.
Katı ve inatçıdır.
 
 
Ve son olarak;
Kişilik bozuklukları hastalık değildir, hatta bozukluk bile değildir.
Tüm kişilik bozuklukları genetik yatkınlık ile meydana gelir, mevcut aile sorunları yaşayan bazı insanların temelindeki güçlü genetik yapı onların bu kişilik bozukluklardan birine yönelmemesini sağlayabilir. Ayrıca toplamda erkek bireylerde kadınlara kıyasla kişilik bozuklarının daha fazla görülmesi kadın psikolojisinin erkeğinkinden daha güçlü olduğunun kanıtıdır.

Bir Cevap Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.